16 Eylül 2017 Cumartesi

II. Viyana Kuşatması Üzerine Bazı Değerlendirmeler


II. Viyana Kuşatması, IV. Mehmed zamanında gerçekleşmiş ve sonucu 1699 Karlofça Anlaşması'na kadar gitmiştir.(1) Viyana, Tuna Nehri üzerinde bir kontrol merkezi olması, Doğu Akdeniz-Habsburg ticaret hattı için önemli bir geçiş noktası olması ve özellikle Avrupa'nın tam kalbinde olması gibi sebeplerden ötürü büyük bir stratejik konuma sahipti. Bu da Bab-ı Ali'nin ilgi ordağı idi. Viyana için ilk büyük kuşatma girişimi, Kanunu Sultan süleyman döneminde 1529 tarihinde gerçekleşmiştir.(2)
Sultan Süleyman'ın bu tarihten itibaren Avrupa'ya düzenlediği seferlerin ana hedefi Viyana olmuştur ancak dönemin en güçlü ordusuna sahip olmasına rağmen Viyana'yı ele geçirememiştir. 1663-1664 tarihleri arasında gerçekleşen Osmanlı-Avusturya savaşı sonucunda imzalanan Vasvar Anlaşması ile uzun süreli bir barış dönemi mevcuttu. Osmanlılar bu barış döneminde ufak sınır çatışmaları ve Girit Kuşatması haricinde büyük bir savaşa veya muharebeye girmemişti. Bu barış dönemi içerisinde hazineyi ve orduyu ıslah çalışmalarına girmiş ve orduyu büyük ölçüde düzene sokmuştur. (3)

Osmanlılar Macaristan meselesi ile yakından ilgilenmekteydi, Yukarı Macaristan kralı olarak Tökeli İmre'yi tanımışlardı. Habsburglar da Macaristan meselesi ile uzun süredir ilgileniyorlardı ve Macar hudutlarına aralıklarla taciz ediyorlardı bu durum, sınır çatışmalarının büyümesine sebep oluyordu. Son olarak Tökeli İmre'nin ayaklanması ve Habsburg sınırına akınlar düzenlemesi sonucu sınır çatışmaları hat safaya çıktı. Tökeli İmre tek başına Habsburglar ile mücadele edemeyeceğini bildiği için Bab-ı Ali'den yardım istedi. Merzifonlu Kara Ahmed Paşa ve ordu zaten savaş istiyordu Tökeli İmre'nin yardım talebi, Sadrazam'ın, IV. Mehmed'i ve divanını ikna etmesi için yeterli sebep olmuştu. IV. Mehmet ise Sadrazam'a sadece Yanıkkale ve Komarom kalelerini ele geçirmeleri için görevlendirmişti. Hazırlıklar Ocak 1682 tarihinde başladı, tüm ülke çapında çok büyük bir seferberlik başladı, ordunun geçeceği güzergah üzerindeki yollar tamir edildi, köprüler kuruldu. İkmal merkezleri gerekli levazım malzemeleri ile donatıldı. Hazırlıklar Ağustos ayının başlarında tamamlandı ve Bab-ı Ali, Avusturya'ya savaş ilan etti. Haberi alan Habsburglar gerekli hazırlıkları bütünüyle tamamladı. Lehistan ile karşılıklı anlaşma imzalandı. (4)

Ordunun önünde koca 15 aylık bir yürüme mesafesi vardı ve hazırlıklar tam olarak da tamamlanamamıştı. Yola çıkan ordu, Mayıs 1683 tarihinde ana lojistik merkezi olan Belgrad'a ulaştı. 7 Temmuz'da da Kırım hanının birlikleri de orduya katıldı. 14 Temmuz'da ise Sadrazam Merzifonlu Kara Ahmed Paşa tarafından Viyana Kuşatıldı. Kuşatma'nın kaybedilmesinin bir kaç büyük sebebi vardır ve bunlar;(5) 1) Osmanlılar gerekli lojistik desteği ve seferberliği tam olarak tamamlayamamıştı. 2) Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın 100 bin kişilik Jan Sobieski'nin komutası altındaki Leh yardım kuvvetlerini fazla önemsemeyip Yeniçerileri kullanmaması. 3) Lehleri karşılayacak olan Kırım Hanı'na top verilmemesi. 4) Kuşatmaya ara verip Kahlenberg Muharebesi'ne odaklanmaması. Tüm bu olaylar Viyana Kuşatması'nın başarısızlıkla sonuçlanmasına ve büyük Kutsal İttifak Savaşları'nın başlamasına sebebiyet vermiştir. Kuşatmanın seyrini değiştiren zaten Kahlenberg Muharebesi olmuştur. Merzifonlu Kara Ahmed Paşa, Kırım Hanı'nın yardım kuvvetlerini durdurabileceğini düşündüğü için Kahlenberg tepesini tutan köprüyü savunmasını istemiştir. Ancak Murat Giray'ın elinde hafif süvariler vardı ve hafif süvariler köprü müdafaasında etkisiz kalıyordu, en etkili oldukları yer açık alandı ve onları açık alana çekmek için yardım kuvvetlerinin köprüyü geçmelerine izin verdi. Bu kısmi bir hata idi ancak başka çare de yoktu. 12 Eylül'de Kahlenberg tepesine ulaşıldı. Merzifonlu Kara Ahmed Paşa'nın Kahlenberg Muharebesi'nde verdiği üst üste hatalar yüzünden ordunun neredeyse 3/1 lik kısmı imha olmuş, kuşatma başarısız olmuş ve büyük Kutsal İttifak Savaşları başlamıştır. Bu durum, 1699 Karlofça Anlaşması'na kadar devam etmiştir. (6)

Sonuç olarak baktığımızda, II. Viyana Kuşatması'nın tek suçlusunu Kırım Hanı'na yüklemek belki de Türk Tarihçiliği'nin en büyük hatalarından birisidir. Keza kuşatma hakkında daha detaylı bir araştırma yapıldığında, Kırım Hanı'nın aslında suçlu olmadığını çok iyi görebiliriz.


Yararlanılan kaynaklar;
1) Yrd. Doç. Dr. Mustafa Turan: II. Viyana Muhasarası: Osmanlı Devleti’nde Siyasi, İdari ve Askeri Çözülme; OTAM (Ankara Üniversitesi; Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi) Sayı: 9; Ankara 1998, sayfa 398-399
2) Özdamarlar, Metin (2009). Zirvede Tek Başına. Timaş Yayınları
3) Stoye, John (2003). Viyana Kuşatması. Doğan Kitap
4) Osmanlı Tarihi Ansiklopedisi III. Cilt. Boyut Yayınları. 2003
5) Özcan, Abdulkadir "Karlofça ( Karlofça Antlaşması)" (2001), Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi Cilt:24 Sayfa:504-507, Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı
6) Müfit, Bilge Sadık, Osmanlı'nın Macaristan'ı, Kitapevi Yayınları, 2010

Not: Yazıyı 12 Eylül anısına paylaşacaktım ancak bir takım sorunlar çıktığı için paylaşamadım.
Not 2: 12 Eylül sadece darbe günü değildir. 12 Eylül, II. Viyana Kuşatması'ın bittiği ve Büyük Osmanlı İmparatorluğu'nun yavaş yavaş erimeye başladığı gündür.
Resim, Kahlenberg Muharebesi'ni temsil eder.


KUBİLAY CEYLAN

1 yorum:

  1. Çok güzel açıklayıcı bir analiz olmuş emeğinize sağlık

    YanıtlaSil